Sultanahmet Cami Tarihi Yarımada içerisine gözüme hep biblo gibi gözükmüştür. Uzaktan bile dikkatli incelendiğinde sanki kalem ile çizilmiş gibi. Güzel, ihtişamlı bir cami. Bugüne kadar hep gündüzleri geldiğim için çok kalabalık oluyordu. Hazır Sultanahmet’te kalıyorken sonunda akşam sakinliğini de bulmuşken bu sefer camiyi rahatça gezebildik.
Sultanahmet cami, Mimar Sedefkar Mehmet Ağa’ya I. Ahmet tarafından yaptırılmıştır. Sedefkar Mehmet Ağa Mimar Sinan’ın öğrencilerindemiş. Cami yapımına 1906 yılından başlanmış ve yapımı 7 senede tamamlanmış.
İçerisi mavi, yeşil ve beyaz İznik çinileri ile yapılmış. Toplamda 20 binden fazla İznik Çinisi kullanılmış. Kubbesinde ise mavi çinilerin ağırlıklı olmasından dolayı da Avrupalılar tarafından Mavi Cami (Blue Mosque) olarak adlandırılmaktaymış.
Cami’nin en önemli özelliklerinden bir tanesi 6 minareli olması. Türkiye’nin ilk 6 minareli camisi olarak da bilinmektedir. Şu anda Sultanahmet’ten başka Türkiye’de 6 minareli iki cami daha bulunuyormuş. Yapıldığı dönemde Mekke’de bulunan camiye rakip olarak yapılmış olduğuna dair olan dedikoduları önlemek için I. Ahmet tarafından Mekke’deki camiye 7. bir minare yapılmış.
Sultanahmet Camii’nin yapıldığı dönemde Topkapı Sarayı’ndakiler tarafından Cuma günleri ibadet için kullanılmış. 1934 yılında da Ayasofya cami müze olarak kullanılmaya başlanınca ana cami olarak kullanılmaya başlanmış ve günümüze kadar gelmiş.
Cami turistik geziler için ibadet saatleri dışında açık oluyor. Cami yabancı turistler tarafından da yoğun bir şekilde ilgi ile geziliyor. Adeta bir açıkhava müzesi durumda olan Tarihi Yarımada’ya yolunuz düşerse bu camiye uğramadan olmaz. Benden söylemesi:)