Kel Diva Tiyatro Gösterisi

Uzun zamandır bilet bulmaya çalıştığım ve sonunda Caddebostan Kültür Merkezi’ndeki gösterisinde yer bulabildiğim “Kel Diva” oyunu hakkında düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Eugène Ionesco’nun absürd tiyatronun öncü eserlerinden biri olan bu oyun, alışık olduğumuz hikaye akışının çok dışında. Eğer tiyatroya ilgi duyuyor ve farklı deneyimlere açıksanız, bu oyunu mutlaka görmelisiniz.

Öncelikle, “Kel Diva” oyunu, gündelik hayatın sıradan diyalogları üzerinden insanın varoluşsal yalnızlığını, iletişimsizliğini ve anlamsızlık duygusunu ele alıyor. Ionesco, bu eserinde dilin iletişim aracı olarak yetersizliğini ve insanların birbirleriyle olan kopuk ilişkilerini absürd bir yaklaşımla sergiliyor. Oyunun akışı, alışık olduğumuz mantıklı ve lineer hikaye anlatımından çok farklı; bu da izleyiciyi düşünmeye ve sorgulamaya itiyor.

Türkiye’de bu tarz farklı ve cesur bir esere Haluk Bilginer ve Zuhal Olcay gibi tecrübeli ve bilinir sanatçılar cesaret edebilirdi diye düşünüyorum, ve gerçekten de iyi yapmışlar. Onların sahnedeki performansları gerçekten büyüleyiciydi. Her iki sanatçı da rollerine öylesine hakim ki, sahnedeki her anlarında izleyiciyi etkileyebiliyorlar. Diğer oyuncular da aynı şekilde çok başarılıydı. Hepsi karakterlerine derinlik katmayı ve izleyiciyi oyunun içine çekmeyi başardı.

Sahne dekoru da oyun kadar etkileyiciydi. Absürd tiyatronun gerektirdiği atmosferi yaratmak için kullanılan minimal ve işlevsel dekor, oyunun temalarını daha da vurguluyordu. Sahnenin her köşesi, karakterlerin içsel dünyalarını ve iletişimsizliklerini yansıtan unsurlarla doluydu.

“Kel Diva”, farklı bir oyun olsa da Türk tiyatrosunda vizyon açması açısından çok güzel bir eser. Oyunu izlerken zaman zaman zorlandığımı itiraf etmeliyim, ancak bu zorluk aynı zamanda düşünmeye ve sorgulamaya iten bir deneyim sundu. Bu yüzden, farklı ve yenilikçi tiyatro deneyimlerini sevenlere kesinlikle tavsiye ederim.

Eugène Ionesco’nun absürd tiyatro anlayışı, klasik tiyatrodan tamamen farklı bir dünya sunuyor. Alışılmışın dışında diyaloglar ve olay örgüsü, izleyiciyi oyunun içine çekiyor ve düşündürüyor. “Kel Diva”, insanın iletişimsizliğini ve kendine ve çevresine yabancılaşmasını konu alırken, teknolojinin bu durumu nasıl pekiştirdiğini de sorguluyor. Ionesco’nun tarzı, günlük hayatın anlamsızlıklarını ve bireyin bu anlamsızlıklar içindeki yalnızlığını vurguluyor.

“Kel Diva”, hem oyunculuk performanslarıyla hem de sahne tasarımıyla büyüleyici bir 80 dakika geçirmemi sağladı. Türk tiyatrosunda daha fazla böyle cesur ve yenilikçi eserler görmeyi umuyorum.

0 Shares:
Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

You May Also Like
Read More

Profesyonel

Soğuk kış günleri devam ederken bir Cuma akşamı, biletini yaklaşık bir ay önceden almış olduğum tiyatro oyunundayız. Profesyonel,…
Read More

Sidikli Kasabası

Dün akşam Devlet Tiyatroları Cevahir sahnesinde Sidikli Kasabası isimli oyunu izledim.  Kış gelmesi itibariyle kapalı alan aktiviteleri artığı için…